Toplumda her 100 kişiden 80’i hayatının bir döneminde bel ağrısından yakınır. Bel ağrısı; bel kaslarındaki güçsüzlük, bel kayması, kireçlenme, romatizma, bel fıtığı, kemik erimesi, omurlarda kırık gibi çeşitli nedenlerden oluşabilir.
Bel ağrılarının tedavisinde; ilaç tedavisi, fizik tedavi (sıcak-soğuk tedavisi, hidroterapi, ultrason, elektroterapi, spinal dekompresyon, manuel terapi vb.), egzersiz programları, enjeksiyon tedavisi, akupunktur ve cerrahi teknikler uygulanabilmektedir.
Bel ağrısı, pek çok ülkede iş gücü kaybında ikinci sırayı almakta ve üretim azalmasını etkileyen en önemli faktor olarak kabul edilmektedir. Yapılan araştırmalar sadece bel ağrısının yılda 5 milyon günlük iş gücü kaybına neden olurken, ağrı kesicilere de yılda 10 milyar dolar harcandığını göstermektedir.
Bel ağrılarına bağlı oluşan iş gücü kaybı, maddi kayıp ve sıkıntılar düşünüldüğünde bel ağrılarına yönelik önlemler almanın ve bel sağlığını korumanın önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Özellikle risk altında olan kişiler, belli kurallara dikkat ederek daha iyi bir bel sağlığına kavuşabilirler.
Peki kimler risk altındalar?
Hareketsiz iş ve yaşam düzeni olanlar (Büro işi vb.), ağır kaldıranlar, uzun süreli araç kullananlar (Şoförler vb.), fazla kilolular, zayıf bel ve karın kasları olanlar, vücut mekaniği ve duruş bozukluğu olanlar, hamileliğin son aylarında olanlar, yüksek riskli sporlarla uğraşanlar. (Halter, kürek vb.), sigara içenler, ruhsal ve duygusal gerginlik yaşayanlar (Stres, Depresyon) bel ağrısı açısından risk altındalar!
Bel ağrısından korunmak ve sağlıklı bir bele sahip olabilmek için şu noktalara dikkat edin;