Skolyoz omurganın arkadan bakıldığında sağa yada sola doğru eğilmesidir. Skolyoz bir hastalık değildir. Ateş,öksürük gibi bir bulgudur.çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişen omurga deformitesidir. Skolyoz herkeste aynı seyretmez. Aynı yaştaki aynı sebeple ortaya çıkmış skolyoz iki farklı yapı ve seyir oluşturabilir.

SKOLYOZUN TÜRLERİ NELERDİR?

- İDİOPATİK SKOLYOZ(NEDENİ BİLİNMEYEN)

- NÖROMUSKULER SKOLYOZ

- KONJENİTAL SKOLYOZ

 

İDİOPATİK SKOLYOZ

Sıklıkla kız çocuklarında görülen,ailesel ve genetik geçişli şolduğu düşünülen skolyoz türüdür. Ergenlikle beraber hızla büyüyen omurga farklı kişilerde farklı seyirlerle ilerler. Bu da omurların arasında kuvvet eşitsizliği yaratır. Bu durumu skolyozun ilk aşamasında fark etmek zordur. Ağrı yapmaz ve küçük derecelerde gözle görülecek postür farklılığı yaratmaz. Bu sebeple skolyozun fark edilmesinden birkaç yıl önce başlamış olabilir. Çocuklarımız büyüme çağı bitine kadar kontrol altında tutmalıyız.

1. İnfaltil idiopatik skolyoz: 3 yaşın altında karşılaştığımız omurga deformitesidir.

2. Jüvenil idiopatik skolyoz : 3-10yaş arasında karşılaştığımız idiyopatik skolyozdur.

3 .Adölesan idiyopatik skolyoz: 10 yaş ile iskelet gelişiminin tamamlanmasına kadar geçen süre arasında karşılaşılan idiyopatik skolyozdur. İdiyopatik skolyozun en sık karşılaşan şeklidir.

 

NÖROMUSKÜLER SKOLYOZ

Nöromuskuler hastalıklarda skolyoz sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.Nedeni; beyin,medulla spinalis, periferik sinirler,nöromuskuler yapı ya da kas hastalıkları olabilir. Cerebral palsy ve polio skolyozun en sık eşlik ettiği hastalıklardır. Bu gibi durumlarda hastanın iyi değerlendirilmesi gerekir. Nörolojik hastaların yüzde yirmi beşinde skolyoz da görüldüğünden ve nörolojik skolyoz ağır seyrettiğinden genelde yüksek açılı eğrilikleri ve fikse pelvis oblisiteleri mevcuttur.bu nedenle hastayla ve yakınlarıyla cerrahi girişimin faydaları ve zararları iyice tartışılmalıdır. Cerrahi tedavinin sonucunu kestirmek zor olduğundan konservatif tedavi fonksiyonel tedavide en sağlıklı yol olabilir.

 

KONJENİTAL SKOLYOZ

Anne karnındaki çocuğun gelişimi sırasında ortaya çıkan omurga deformitesidir. Eğer dikkat edimezse 3 yaşına kadar farkedilmeyebilir. Genetik geçişli olduğu düşünülmektedir. Özellikle riskli doğumlarda erken doğum, tek yumurta ikizleri ,nörolojik tanılı fetüs gibi karşılaşma olasılığımız yüksektir.

 

SKOLYOZUN SEMPTOMLARI NELERDİR?

Skolyoz toplumda yüzde iki ile dört arasında görülür ve bunun büyük çoğunluğu kız çocuklarıdır.eğer doğuştan tanısı konmuş bir skolyoz yoksa, erken teşhis için vucüt farkındalığımız çok önemlidir.

Skolyozlu bir omurgaya arkadan bakıldığında omurga sağa yada sola eğim yapmış olabilir. Omurga sadece sola ya da sağa eğim yapmaz aynı zamanda üç boyutlu olarak rotasyonda eşlik eder. Buna bağlı olarak da kürek kemiği dışarı çıkıntı yapabilir. Arkadan bakıldığında kürek kemiklerinde simetrik olmayan bir görünüm oluşur. Omuz boylarında farklılık olabilir ya da bel oyuntularında simetrik olmayan bir kavis görülebilir. Bu semptomlardan bir yada birkaçını hissettiğiniz de sağlık uzmanlarına danışmalısınız. Çocuklarımız için ise ebeveynlere büyük görevler düşmektedir. Küçük yaşlardan itibaren çocuklarımızı gözlemlemeli şüphelendiğimiz durumlarda sağlık uzmanlarımıza danışmalıyız.

 

SKOLYOZUN TEŞHİSİ NASIL OLUR?

Doktor ilk önce detaylı bir öykü alır, daha sonra kişi fizik muayene ve nörolojik testlere tabi tutulur. Alınan bu klinik değerlendirme skolyozun seyrini tahmin edebilmek için önemlidir. çıplak gözle görebildiğimiz en önemli bulgu rib humb bulgusudur. Bunu adam’s forward öne eğilme testi ile değerlendiririz. Sizden ayakta dururken dizlerinizi bükmeden öne doğru eğilmenizi isteriz ve bir kaburganızın diğerinden farklı olmadığını gözlemleriz.

 

 

FOTOĞRAF GİRECEK!!!!!!!!!!!!

Omurganın yapısını tam olarak görmek ve eğriliğin ölçümünü yapabilmek için kesin tanı omurga grafileri ile konur. Eğer eşlik eden başka bir bulgu varsa MR istemi de yapılabilir.ocuklarımızı gözlemlemeli şüphelendiğimiz durumlarda sağlık uzmanlarına danışmalıyız.

 

SKOLYOZUN SEBEPLERİ VE RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

Skolyozun genel olarak nedeni bilinmesede yapılan araştırmalara göre genetik geçişli olduğu düşünülmektedir. fakat halen bir çok skolyoz vakasının neden kaynaklandığı tam olarak bulunamamıştır. En yaygın tip nedeni bilinmeyen skolyoz vakaları olsa da nadir olarak nörolojik , kas hastalıkları , omurga deformiteleri kaynaklı skolyozlarla da karşılaşıyoruz.

Skolyozun risk faktörleri yaş,cinsiyet ve aile öyküsü oluşturur. Ergenlik çağına gelmemiş kız çocuklarında rastlama olasılığımız daha yüksektir. Genetik geçişli olduğu düşünüldüğünde ailede skolyoz öyküsü varsa çocuklarda rastlama olasılığımız yükseldiğinden daha sık gözlem yapmalıyız.

 

SKOLYOZUN TEDAVİSİ

Skolyozun tedavi sürecini belirlemek için skolyoza neden olan hastalığı, kişinin yaşını öyküsünü iyi bilmek gerekir. Tanıyı ne kadar erken koyarsak doğru planlama yapma şansı o kadar artacaktır. Çocukluk ve ergenlik döneminde büyümeyle beraber omurgadaki deformitenin artma ihtimali fazla olduğundan ve her skolyoz kişiye özgü seyir gösterdiğinden tek bir tedavi biçimi yoktur.

Tedavi ; skolyozun tanı konduğu yaş,skolyozun sebebi,muayene bulguları,eğriliğin yeri ve derecesi,radyolojik tetkiklerden alınan veriler ile ‘’kişiye özgü’’ olmalıdır.

20-25 dereceden küçük eğrilikler için izlem ve fizik tedavi önerilir. Kişi belli aralıklarla takip edilir ve bu aralıklarda olabilicek en iyi yaşam kalitesini elde etmek, eğriliğin artmasını engellemek ve hatta gerileme sağlamak için fizik tedavi uygulanır.

Eğriliği 20-40 derece olan ve büyüme potansiyeli olan kişilerde öncelikli konservatif tedavi korse tedavisidir. Yapılan çalışmalarda günde 20-23 saat korse kullanan kişilerin eğriliklerinin artma oranının daha az olduğu ve daha az cerrahi girişim geçirdiği kanıtlanmıştır. Korse kullanımının yanı sıra ‘’skolyoza özgü fizik tedavi ‘’ egzersizleriyle kişinin postürünü düzeltmek,eğriliğini derecesini azaltmak mümkün olmaktadır.

Eğriliği 40-45 derece üzerindeki eğriliklerde ise cerrahi gündeme gelir. büyümenin tamamlandığı kişilerde dondurma,düzeltme ameliyatı yapılırken, büyümenin devam ettiği yaşlarda uzayabilen rodların takıldığı cerrahi girişimler tercih edilebilir.

 

KİFOZ NEDİR?

Kifoz,omurganın yandan bakıldığında sırtta var olan doğal eğriliğinin patolojik olarak artması durumudur. Ayakta durduğumuzda çekilen yandan radyografide yapılacak ölçüm ile omurganın sırttaki doğal eğriliği 20 ila 40 derece arasında değişir. 20 derecedeki bir sırt eğriliği de 40 derecedeki sırt eğriliğide normal* kabul edilebilir. 45 derecenin üzerine çıkmasıyla hiperkifoz adını verdiğimiz patalojik bir durum oluşur ve tedavi edilmesi gerekir.

 

KİFOZ TÜRLERİ NELERDİR?

Kifozun birçok türü vardır. Fakat kolaylıkla sınıflandırabilmek için yapısal ve postüral olmak üzere iki başlıkta toplanmıştır.

POSTURAL KİFOZ : Zayıf postür yapısına sahip kişilerde,ortaya çıkar. Günlük hayattaki fonksiyonellik bu durumu etkiler.

YAPISAL KİFOZ : Yapısal kifoz omurganın özellikle büyüme esnasında kemik veya yumuşak doku patolojisine bağlı olarak doğal seyrini kaybetmesiyle oluşur. bunlar primer veya sekonder kifoza neden olurlar.

PRİMER YAPISAL KİFOZ : Omurganın doğumdan önceki gelişimi herhangi bir nedenle engellenirse bu konjenital- primer kifoz olarak adlandırılır. Çoğu vaka da bir ya da birden fazla omur kaynaşmış şekilde karşımıza çıkar. Omurganın normal olmayan bu yapısı anne karnındaki gelişim esnasında(çoğunlukla 3-6ç hafta) patolojik eğrilik yaratır. Sıklıkla kalp ve böbrek problemleri eşlik eder. Çünkü omurga böbrek ve kap aynı trimesterde gelişmektedir. Ayrıca konjenital- primer kifozun genetik geçişli olduğu düşünülmektedir.Primer yapısal kifozun en bilindik tanısı scheuermann’s kifozudur. Ergenlik döneminde öndeki vertebraların arkadaki vertebralara göre daha yavaş büyümesi nedeniyle oluşur. ve omurga olması gerekenden daha fazla eğriliğe sahip olur.

SEKONDER YAPISAL KİFOZ : Postüral kifoz, omurganın yanlış pozisyonlanması sonucu oluşan fonksiyonel bir durumdur. Uzun süre oturma, spor seçimlerinin yanlış yapılması postürel kifoza neden olabilir. Yapısal kifoz da ise neden sadece doğuşsal olabilir. Konjenital yapısal kifozda üzerine yapılan çalışmalar sonucu kifozun genetik geçişli olabildiği düşünülmektedir. Ya da yumuşak doku, hormon, enfeksiyon, kas hastalıklarının sekonder bulgusu olarak karşımıza çıkabilir. Omurga tümörleri,polio,artrit, osteoporoz,travma,omurga kırıkları da kifoza neden olabilir.

 

KİFOZUN SEBEPLERİ NELERDİR?

Postüral kifoz, omurganın yanlış pozisyonlanması sonucu oluşan fonksiyonel bir durumdur. Uzun süre oturma, spor seçimlerinin yanlış yapılması postürel kifoza neden olabilir. Yapısal kifoz da ise neden sadece doğuşsal olabilir. Konjenital yapısal kifozda üzerine yapılan çalışmalar sonucu kifozun genetik geçişli olabildiği düşünülmektedir. Ya da yumuşak doku, hormon, enfeksiyon, kas hastalıklarının sekonder bulgusu olarak karşımıza çıkabilir. Omurga tümörleri,polio,artrit, osteoporoz,travma,omurga kırıkları da kifoza neden olabilir.

 

KİFOZUN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kifoz bel ve sırt ağrıları, omuzların öne doğru yuvarlaklaşması sırtta kamburluk , başın öne eğilmesi gibi durumlarla karşımıza çıkar. Fakat bazen de hiçbir ağrı yaşamayız,bu nedenle erken farkındalık için postürümüzü çıplak gözle değerlendirmeliyiz. Eğriliğin derecesi arttıkça boyun ağrılarına solunum problemlerine omrlarda disk patolojlerine neden olabilir. bacaklarda ağrı,yorgunluk hissi, sırtta katılık hissi, kısa soluklu nefes alma, göğüste ağrı, ellerde uyuşma kifozun en sık rastlanılan belirtilerindendir.

 

KİFOZUN TEŞHİSİ NASIL KONUR?

Değerlendirme hasta öyküsü ve özgeçmiş alınarak başlar, daha sonra fizik muayene nörolojik testler yapılır. Yandan omurga grafisi kifozun açısını belirlemede kesin tanıdır. Ek semptomların varlığında MR da istenebilir. Bunlara ek olarak kan testi, kemik minerak yoğunluğu,pulmoner fonksiyon testi istenebilir.

 

KİFOZUN TEDAVİSİ

Kifozun tedavisi açı ne olursa olsun en erken dönemde başlamalıdır. Tedaviyi belirlemek için açı,yaş,aille öyküsü göz önünde bulundurulmalıdır. Küçük yaşlarda karşılaştığımız kifozlu çocuklarda özellikle en yaygın tedavi korse ve kişiye özgü fizik tedavi egzersizlerdir. Korse ile büyüme çağına gelen çocuğun açısının artması engellenir,çoğu kişiler de gerileme bile sağlanabilir. 60 dereceyi geçmiş ve korse kullanımına rağmen gerileme sağlamamış kişilerde cerrahi düşünülür. Özellikle 90- 100 derece üstündeki kişilerde ciddi akciğer problemleri yaşandığından ölümcül durumların önüne geçebilmek için müdahalede geç kalınmamalıdır.